Her bahar, bahçemdeki dutlarla doldururdum ceplerimi tıkabasa. Çocukluk bu ya dallarında sallanmaya tutkundum hep, şimdiyse…
Kategori: Betimlemeler
İkilemlere, zıtlıklara gebe… Herkesin ayrı saptığı, bazen sapmadığı… Ulaşılması arzulanan bir yer için çekilen çileler…
Altından geçtim gökkuşağının. Yedi ışıkla doldu yüzümün her yanı. Bir sağa bir sola kaydı ayağım…
Geçmişin ayak izlerini izleyerek, yıpranmış ahşap kapısıyla beni içine çeken bir dükkânagiriyorum. Griye dönmüş, tabakalaşmış…
Ferş-i zerresinde saklanan güzelliğine meczup’um, çayırlarına serili sudeliğine dikilen bir tohumum sevgili, saçından damlayan bir…
Yalnızlığım birinden çıkıp diğerine düştüğüm çukurlardan oluşuyor. Maalesefbaşkalarına yansıdığım kadar kendime yansıyamıyorum. Tarottaki bir kart…
Yine küçülmüştüm bir kucağa sığacak kadar. Üzerimde dalgalanan dünyanın tülleri ben havalandıkça ayaklarımın ucuna değiyordu.…
Pembeye dönmüş bir kağıt parçasının üzerindeki hafif ezik bir L harfi, sırıtıyor yüzüme. El yazısı…
Makarayı çözmeye başlamamla güneşe doğru yükselerek dans etmeye başladı rüzgârda, sanki avucumun içinde prangası yokmuşçasına.…
Avucumun içinde terleyen elin, içimi kaplayan tuhaf bir sükûnet… Adım adım yaklaşıyoruz yolun sonundaki tüten…