Betimlemeler | Sarı

Altından geçtim gökkuşağının. Yedi ışıkla doldu yüzümün her yanı. Bir sağa bir sola kaydı ayağım ve yumurtanın akından daha yalınım. Gözümü alıyor canlılığın fırlatıyor beni kaşkollu boyunlara. Öyle sıcak ki varlığın, aşıyor boyumu tepeden tırnağa. Haksızlık yapılıyor her geçen gün halkın boğazına ve kuruyup soluyor dinamikliğin, bir karahindiba tabanında.

Şimal Yanpınar

Güz dökülürdü günlerden. Başaklar dalgalandıkça: “Doğa saçını tarıyor,” derdim. Bazen denizi de andırırdı. Korkuluk yelkenlim olurdu, denizaşırı ülkeler gezerdim çocuk düşlerimde. Harman yaklaşınca başakların dolgunluğuna dokunurduk. Kuşlar çoktan yuvalarını yapmış, yumurtalar da çatlamayı bekliyordu. “Can olup uçacaklar. Sonra göç edecekler, çoğalacaklar. Bazen de azalacaklar, insan misali oğlum,” derdi babam.
İnsan misaliymiş azalmalar baba…

Osman Özenbaş

Kanaryanın hapsolduğu parmaklıkları yıkmak istercesine çırptığı kanat sesi varolan huzurumu, neşemi bir anda derin bir mahkumiyete bıraktı. Teslim alınmış ruhum, avare gezen bedenime adeta kafa tutup meydan okur hale gelmişti. Altın tepside bana sunulan ab-ı hayat zehirden farksızdı aslında. Ben ben değildim. Uzun zamandır başkasının şarkısını söylüyordum ve ben ne yazık ki bu acınası halimin farkına bir çift kanat sesiyle vardım. 

Yeşim Bayram

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.