Gülerken ey ebedî rûh-i hande-i eshâr
Önümde penbe güneşler uçar, güler sanırım,
Yağar hayâlime ey hiss-i fikretim, sanırım,
Şelâle-gâh-ı şafaktan etek etek ezhâr.
Gülüşlerin mi çiçek, yoksa leblerin mi çiçek?
Çiçek de olsa lebin, handeler de nûr olacak;
Bu bir teâdül-i hilkat ki, zehre-i lebine
Düşen ziyâ-yı tebessüm esîr ü nûr olacak…
Gül, ey melek! Şeb-i şi’rimde şi’r-i nûrunla
Sehâbeler gülerek böyle âkis oldukça
Açar bahâr-ı hayâtımda penbe bir gonca!
Gül ey melek! Seni gördükçe böyle hâlinle
Sarar hayalimi bir zehre-zâr-ı nûr-â-nûr,
Güler önümde müzehher bir âsumân-ı sürûr…
(Mecmua-yı Edebiye, 13.02.1902)