Hilâl-i Semen – Ahmet Haşim

Daha pek yavru, pek küçükken ben,
Büyük annem tutardı alnımdan,
“Bana bak, böyle dilberim!” derdi.
Sonra mâh-ı nev-incilâya bakar,
Leb-i mağmûmu bir bükâ saklar,
Bir hitâb-ı semâyı dinlerdi.
Ey hayâtımda her doğan derdi
Kalbeden bir ziyâ-yı hissîye,
Bu duâsıydı eski bir rûhun
Sis ve zulmette gizli âtîye.
Leyle-i gayb, sırr-ı müstakbel,
Çeşm-i sâfında hasta bir çocuğun
Gizli fecrin ziyâIarından emel,
Bir teselli-i mihribân alacak,
O harâbât-ı târ ü sâkiteye
Doğacak belki bir ziyâ-yı şafak,
Böyle her nev-hilâIi seyretti
O soluk göz ki şimdi topraktan
Seyreder başka bir hilâI-i semen.
Ben ki efsâne-i tahayyülden
Hep hayâtımda bir emel taşıdım,
O solan şi’r-i sâf ü mağmûmu
Hep o mâzîyle duymak isterdim,
Gözünün samt-ı pür-füsûnunda.
Gel, bu şâmın gümüş sükûtunda,
Bu sedeften hilâle karşı, senin
Bir yeşil bûse saklayan gözünün
Göreyim cennetinde âtîmi.

(Aşiyân, 24.09.1908)

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.