Fısıldıyor akşamın üstü
Sessiz bir gemi dalıyor denizin dibine
Öylesine ıssız güverte, martılar küskün
Kasvetin binbir derde deva olduğu bir öfke
Dünden bugüne göç etmiş pişmanlık
Avuçlarımda çakıl taşları yosun kaplı
Burnuma çalınan bu koku
Mavinin gözyaşları mı?
Nereye dönsem pencere, bedenim yabancı
çağla fuly
Birkaç uğultu tıklatıyor kapımı
Hangi takvim yaprağı çöpe atılmamalı?
Saçlarımın arasında deniz kabukları
Gözlerimin görmediği bu karanlık
Mavinin çığlığı mı?