Araf

Sadece oturuyordum… Sadece oturmayı öğrenecek kadar büyümüş olmama, “Ne düşünüyor bu kadar, hiç sıkılmıyor mu?” diye düşündüklerime benzemiş olmama şaşırmayı bile geçmiştim. Kafamın içindeki evrenin zamanıyla gerçek dünyadaki zaman örtüşmüyor; zihnimin dehlizlerinde yaptığım kısa bir yolculuk, kolumdaki akrebi bana hasret bırakıyordu. Çalan telefonuma yılgınlıkla baktım. Arayan “Teyze”ydi. Hani yaşı, belirlediğimiz abla sınırının üstünde olan her kadına söylediğimiz türden… İyeliksiz, sadece… Telefonumda kayıtlı olduğunu bile o an öğrendiğim teyze… Önce usulca aldığım yere bıraktım telefonu. Dehlizlerden birinin kapısı tam kapanmamış olacak, “Ya birine bir şey olduysa?” dedi bir ses. Görüşmediğim aile fertlerimden telefonunu açmaya en yakın olduğumun, benim için en az öneme sahip olan teyzem olduğunu herkes bilirdi. “Bir dahakine bu kapıları çivilemeli,” diye düşünerek telefonu açtım:

Ece Doğan

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.