Güvercin Yemi

Kış mevsiminin kendini adam akıllı göstermeye başladığı zamanlardı. Keskin soğuk çatlatıncaya kadar yakaladığı her eli tutuyor, her dudağı öpüyordu. Caminin önünden gelip geçenler etrafa hissizleşmiş gözlerini açmaya korkuyordu. Avludaki bir çift küçük siyah göz, uçları buz tutan kanatlarını düşürmüş, dikkatle ellerinde derin çatlaklar oluşmuş ve dudakları kanamaya yüz tutmuş morluktaki Fadime Nine’ye bakıyordu. Önünde bardak bardak hazırladığı yemleri biri alsa da bize atsa, karnımız doysa, ısınsak diye aklından geçirdiği, kanatlarındaki dermansızlıktan ve üzgün bakışlarından belliydi. Bunca insan, elini cebinden çıkaramayacak kadar soğuktan korkarken Fadime Nine’nin caminin avlusunda oturup gelip geçene yem satmaya çalışmasına akıl sır erdiremiyordu. Halsiz güvercin; “Bizi çok seviyor bu Fadime Nine,” diye düşünürken Fadime Nine’nin aklında, kalbinde sıcak evinde kaynattığı tenceresinin kokusunda bulacağı huzurdan başka bir şey olmadığı ara sıra dolan gözlerinden belliydi. Sıcak ev, bol yemek sadece kendi için değildi elbet. Kâğıda çıkan oğlu İrfan içindi. Böylesine yoksul insanların hayattan beklentisinin sadece yaşamaya dair fiziksel ihtiyaçlar olduğunun ve bunun ötesine geçemeyişinin farkında değildi.

Burçin Laçin Altay

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.