En güzel duygudur der bestekâr. Atına biner bir meczup, dolaşır çöllerde uzaklardan gelen ıslık sesini takip ederek. Velhasıl bundan öte dost olmaz, iyi günde kötü günde insana. Bir melodiye tutulur da dinlendirir yüreğini sımsıcak duygularla. “Haydi, vur sazın teline,” dedi mi üstat şöyle bir neşen yerine geliverir.
Gül Birinci Tay
Okyanusların prensesi, yosundan saçlarına taktığı mercan tacı ile hükmediyor derinliğe, yeşil mor pulları ile kıvrılıyor maviliğinde yüreğimin, konuşmadan dinletiyor kendini büyülü siren, melodisi ruhumun her kademesinde, dalgalarla ritim tutuyor serseriliğim, ayaklarım suyun üstünde…
Burcu Özkan
Yüreğimize, ruhumuza, hitap eden melodiler, şiirler ve bunların birlik olmuş halleri vardır. Alır götürür bizi bulunduğumuz yerden bir başka aleme. Tınısını duyduğumuzda gözlerimizin dolduğu enstrumanlar mısraları raks ettirince ne kadar ahenkli olur ortam. Neyden mi bahsediyorum? Gözlerin doğuyor gecelerime diyen Zeki Müren’in, Koyverdun gittun beni oy diyen Kazım Koyuncu’nun, Körolası çöpçüler diyerek aşkına ağlayan Erkin Koray’ın, bizi alıp götürdüğü uzak diyarlardan bahsediyorum. Ne güzeldir melodi, şiir, raks, tını ve hepsinin karışımı.
Sedef Bilgin