Eğer bugünü tarif edecek olsaydım, kaderimin iplerini ellerime alıp sıkı sıkıya tuttuğum gün derdim. Hayatımda başarısızlıkla geçen yıllar boyunca farkına varıyorum ki artık aldığım kararla yaşamaya başlayacaktım. Evet, önceden çok zorlukla boğuştum. Yeri geldi kaderimin ipleri beni boğarak öldürmeye çalıştı. Onları kesmek zorunda kalarak ve arkamda kestiğim ipleri bırakarak yere düştüm. Oradan kalkmak ve ipleri yeniden bir düğüm yapmak günler, haftalar ve aylar sürdü…
Pişmanlık duymuyordum, hem de hiçbir şeyden. Yeniden bu hayatı yaşayacak olsam bu düşüşü, her gece boğuk boğuk ağladığım günleri yaşamak isterdim. Çünkü ben bunları yaşadığım için bu zamanda kaderimin iplerini elime alacak kadar güç bulabildim. Hayatın oyunu belki de buydu. Öyle bir dibe batacaktın ki yeniden zamanı geldiğinde çektiğin onca acıdan sonra zorlukla ayağa kalkacaktın. Çekilen acılar insandan insana ne kadar farklı olsa da her bir insanın o dipten kalktığı zamanlar oluyordu. Bu hayatın getirdiği ve önümüze bırakıp kaçtığı bir tür sınav ya da sınanmaydı. Kenara geçip izliyor, verdiğimiz tepkileri değerlendiriyor, ona göre karşımıza başka olaylar çıkarıyordu.
Bugünün diğer günlerden farkı aslında yoktu. Aynı şekilde devam ediyordu. Oradan oraya koşturuyor, işimi yapıyor ve mesainin ardından evime dönüyor, kahve-sigara keyfi yapıyordum. Şimdi ise aynayla bakışıyor ve düşüncelerim aklımda oradan oraya koşturuyordu. Bir şeylerin artık değişmesi gerektiğinin farkına varmıştım. Düşüncelerim ve ulaşmam gereken hayallerim buna karar vermişti. Psikolojik olarak buna hazır olduğumu ve değişim yapmamın tam zamanı olduğunu biliyordum ve bunu içimde kaynayan güç sayesinde yapacaktım. Omuzlarıma ellerimi koyup sıvazladığımda güçlü oldukları için onlara teşekkür ettim. En büyük yükü onlar sırtlanmış ve uzunca bir süre taşımışlardı. Artık taşımak zorunda kalmayacaklardı, o büyük acılar bu zamandan sonra son bulmuştu. Sorunları sadece omuzlarım taşımayacak, aklımı darmaduman etmeyecekti.
Yaralı ellerimle tuttuğum kaderimin düğümlü iplerini bir daha bırakmaya niyetim asla yoktu. Bir kez kaçırıp yıkımın en kötüsünü yeniden yaşayamazdım. Yoksa bir daha olursa bu sefer ayağa ömrüm boyunca kalkamazdım. Her şey karmaşa ve yeni kararla gelen heyecan arasında hayallerim artık durma, diye çığlık çığlığa beynimin içinde bağırıyordu. Aklım benimle dalga geçiyor, yapamazsın, diyerek azarlıyordu. Kalbim ise onca acının ardından suskundu ve hiçbir şey demiyordu.
Kendim, ben ise hayallerimi dinleyecek kadar güçlüydü artık!
Ece Bozkurt
O ipi hiç bir zaman bırakmamanız dileğiyle… 🌹
BeğenLiked by 1 kişi