Kendimi güç bela kapına attım
Duy tıkırtılarımı, sevgilim
Ellerim bağlı, çalamam kapını
Parmak uçlarım hissiz
Bir ben miyim dünyada kayıp?
Hani küçük yerdi yüzen kara parçaları?
Ruhumu güç bela yüzeye çıkardım
Elimde Adem’in ısırdığı elma
Parmak uçlarım kirli
Şayet korkmasaydım inkâr etmezdim
Terazinin yanlış tarafındayım
Yaşamanın yalnız tarafındayım
Sesimi güç bela çığlıklara adadım
Safir süslü hançer kesti boğazı
Akan kanın kırmızısı elmayla yarışır
Sessiz görüntüler yankılandı çığlıklarımda
Adem’in elması bir günah kadar masum
Özgürlük, tarafsız düşmüş
Ellerimi güç bela kapına dayadım
çağla fulya
Duy sesimi, sevgilim
Artık bağlı değil ellerim
Fakat sırtımda yüklerle geldim
Ben ki, yalnızca bir günah kadar masum
Af dilediğim sen değilsin
Bir yudum suda saklı anlatacaklarım
Günah çıkarmaya gelmedim
Ağzımda elma tadı, dudaklarımda rüzgâr
Boynum kırmızı süslü, yatağımsa harap
Yolculuğumun son durağındayım
Beni içeri al