Atılgan ve babası Metin devamlı farklı zaman portallarından geçerek doğru bebek evreni bulmaya çalışıyorlardı. Atılgan bu kaosun içerisinde gerçekten çok bunalmıştı. Metin Bey girdikleri her bebek evrende zamansal kodların oyunun girişindeki başlangıç evrenindeki kodla uyuşup uyuşmadığını kontrol etmek zorundaydı. Bu iş uğraştırıcı olduğu kadar kontrolden çıkan oyunun yapay zekası devamlı yeni bebek evrenler üretiyordu. Bu durumda Atılgan ve Metin’in içinde bulundukları uğraş iğneyle kuyu kazmaya benziyordu.
Atılgan ve babası Metin oyunun başlangıç evrenini ararken AS942 numaralı evrende çok şaşırtıcı bir olayla karşılaştılar. Bu evrende bir Atılgan ve bir Metin daha vardı. Kendilerinin klonları karşılarında duruyordu. Tıpkı Atılgan ve Metin gibi onlar da bu oyunun yapay zekasından çıkmalarını sağlayacak olan başlangıç evrenini arıyorlardı. Metin bu durumla karşılaşınca elini başına vurarak derin bir of çekti. “Atılgan oğlum durum düşündüğümüzden daha vahim durumda. Oyunun yapay zekası kontrolden çıktığı için yalnızca bebek evrenler üretmekle kalmıyor. Aynı zamanda oyunun sadece iki kullanıcısı sen ve ben olduğum için her bebek evrende bizi de klonluyor. Bu durum bizim adımıza ciddi bir sorun gibi gözüküyor. Ama aslında bunu bir avantaja da dönüştürebiliriz.” dedi.
Atılgan heyecanla, “Nasıl bir avantaj?” diye sordu. Metin heyecanla anlatmaya başladı: “Oğlum oyunu tasarladığımda bazı seviyeler zorluk seviyesi olarak çok üst düzeydi. Oyunun başlangıcındaki evrene dönebilmemiz için bu tehlikeli bazı evrenler birer köprü oluşturuyor. Örneğin dev balinalar evrenine girmemiz ikimiz için de çok riskli olur. Ancak ikimizin de kopyalarını bu evrenlerde birer yem olarak kullanarak daha az riskli bir biçimde bu evrenler arası geçişi sağlayabiliriz.” dedi.
Babasının anlattıkları her zaman olduğu gibi Atılgan’a yine mantıklı gelmişti. Çünkü başka çareleri yoktu. AS942 evreninde buldukları kendilerinin kopyalarını, AS457 evrenine önceden gönderdiler. AS457 evreni oyunun özel bir bölümünü teşkil ediyordu. Çünkü bu bölge askeri bir bölgeydi. Saxansort Dev Balıklar Krallığı’nın savaşçı ve saldırgan balıklarının hepsi bu bölgede toplanmıştı. Bu balıkların en büyük silahı “Aspor” adı verilen zehirdi. Bu zehrin özelliği unutkanlıktı.
Metin, kopya Atılgan ve Metin’i bu evrene gönderdiğinde onlara verdiği bir görev vardı. Başlangıç evrenine dönüş için gerekli olan kodu onlara ezberletmiş ve AS457 evrenindeki kodla karşılaştırmalarını istemişti. Böylece iki kod birbiriyle uyuştuğu zaman başlangıç evrenine gidiş için gerekli olan zaman portalı açılacak ve gerçek Atılgan ve Metin bu portaldan geçerek başlangıç evrenine ulaşacaklardı. Ancak Aspor zehrini hesaba katmamışlardı. Bu zehir kopya Atılgan ve Metinin kodu unutmasına neden oldu. Metin bunu düşünmemişti. Baba-oğul yine kara kara düşünmeye başladılar. AS457 evreninden geçişin bir yolunu bulmalıydılar. Çünkü burası başlangıç evrenine uzanan en önemli köprüydü.
Orçun Gül
Darağacı Sanat 