Rayların arasına sıkışmış rüzgâr
Kulak çınlatan bir ses eşlik ediyor:
Evi belli olmayan uğultuya
Biraz ötede bir kalabalık görüyorum
İstasyonda konuşan yok
Üzerimde kırmızı kaban
Yüzü avuçlarımda
Sonra eli ellerimde
Sonra kokusu nefesimde
Saçlarıma sinmiş
Sanki üzerime sürünmüş
Sanki son kez görecekmişim gibi
İnadına içimde yeşil umutlar
Bir bir ölüyorlar
Dudakları tenimde
Her bir yaram tek tek iyileşiyor
Kolları çevremde
Sanki son kez sarıyor gibi bedenimi
İstasyonda bize bakan yok
Üzerimde kırmızı kaban
Gözyaşı süslemiş gözlerini
Akmasa da orada duruyorlar
Onlar bile düşmeye korkuyorlar
Dökülen gözyaşları,
İntihar eden umutlardır benim nazarımda
Umutları yaşamak istiyor
Görüyorum
Sadece onu değil, tüm benliğini
Fakat gideni tutamıyorum
Geçen zamanı tutamadığım gibi
Titrek elleri mağrur
Hayranı olduğum parmaklar,
Yüzümde dolaşıyor
Elmacık kemiklerimdeki yıldızlarda
Sanki son kez görüyormuş gibi
Garantisi olmayan yarınlar var
Önümde belirsiz bir zaman dilimi
Sanki şimdi bitecekmiş gibi
Sanki sonsuza dek sürecekmiş gibi
İstasyonda kimse kalmıyor
Ben hâlâ gidemiyorum
Üzerimde kırmızı kaban
O hâlâ gidemiyor
Çağla Fulya