Kış Küresi

Rüzgar bir hançer gibi

Kesikler oluşuyor yanaklarında

Akan gözyaşlarının tuzu can yakıyor

Kulağının dibinde dans eden uğuldama

Sessiz bir akşamın sesi olmuş kış küresi

Eski bir vazonun içindeki çiçekler suskun

Aslında solgun ve hatta yorgun

Üzerine sinen koku onlara ait değil

Kendi kokusunu unutmuş çiçekler

Gözünün önünde dans ediyor alevler

Tüm hatıralar küle dönüşüyor

Üzülmüyor çiçekler, üzülemiyor

Küllerinden yeniden doğmayacakları halde

Bazı amağanlar saklı esaretin anahtarıdır

Yapılan hiçbir iyilik cezasız kalmıyor

Bileğini süsleyen ince zincir belki de bir pranga

Satın alınan mutluluğuna hüzünle bakıyor

Gülümsemesi sahte, hüznü ise saklı

Komodinin üzerinde karşılığı beklenmeyen bir hediye

Işıklar saçan, tatlı bir müzik tıngırdayan

Yağmur damlaları camları dövüyor

Vazodaki çiçekler artık yoklar

Prangalar özgür kalmış

Hüzünlü bir yüreğe dolunuyor kış küresi

Gerçek gülümseye sebep oluyor dudaklarında

Çağla Fulya

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.