Aslında umut tohumlarını benliğim fark etmeden yeşertmiştim
En derinliklerimde gizlemiş, kimseye bahsetmemiştim…
Öyle bakakaldım, kulağım sağır
Konuşsam bıçak gibi kesecekti dilim…
Sadece baktım düşüncelerim noksan
Ruhumun odadan çıkışını izlemiştim..
Zaman durdu mu?
Sanırım hiç farkında değildim…
Rüzgara “Usulca esme tohumları serpme, dur,” dedim..
Boğazda düğümlenen sevinci bir iki söze gizlemiştim…
İçimde kesilen esintiyi bir Rabbim bir de ben hissettim…
Hâlâ bakınıyordum boş odaya, sanki kimse kalmamıştı yanımda..
Gözümden yaş yerine kopan figanı görmez misin doktor amca..
Gel etme bir iki damla su serp tohumlarıma…
Kaldır yüzünü, verme bize reçete diye fırtına…
SEMA IŞIKTAŞ – 2019