Akşam, ufukta beldeler eylerken iştiâl
Örter cebîn-i neş’eyi bir hüzn-i bî-sebeb;
Sesler durur, hayâl uyuşur dilde, beste-leb,
Yüksekte nefha nefha eser bâd-ı infiâl.
Bülbül şikâr-ı sâye, sular şimdi pür-zılâl,
Sîmâ-yı âbı ra’şeler âheste meşy-i şeb;
Eşcâr dinlenir gibi, bir mûsıkî-i kalb
Yorgun gezer havâları hîcrân ü hüzne dâI.
Bî-rengi-i semâya döner, çehre-i hayât,
Pûşîdelerle rûha girer haşr-i hâtırât,
Ağlar şebâb-ı münkesir âtî-i hâile…
Bir şehka-i hafî eder eşyâda ittisâ’
İndikçe şimdi, hüzn-i garîb-i sevâhile
Âlâyiş-i nücûm ile bir leyle-i vedâ.
(Servet-i Fünûn, 23.02.1911)???
Göl Saatleri, 1921