Çıktığın Geceler – Ahmet Haşim


Ba’zan sarı bir çehre-i rü’yâ gibi hissiz
Tenhâ bir ufuktan görünürsün bize sessiz…

Çehrenden akan hüzn-i ziyâ, hüzn-i müebbet
Her rûha döker giryeli bir hasret ü gurbet
Bir hasret ü gurbet ki bütün geçmişe âid:

Günlerle ölen hatıralar… Her şeyi râkid
Her bir şeyi pür-hande yapan mâzî-yi mes’ûd…
Bir lâhza sevilmiş, unutulmuş, keder-âlûd
Rü’yalı kadın gözleri… âsûde semâlar:
Sislerde solan gizli ziyâlar gibi muğber
Akşam dökülen reng-i tahayyül gibi meşkûk,
Sîmâ-yı sükûtunda yüzen mübhem ü metrûk…

Göklerde ilerler yine âheste cebînin
Eşkâli dağılmış uyur altında zemînin ·
Bir gölge rükûduyle hayât-ı ezelîsi,
Nûrundan akar yerlere bir sâye-i hissî…

Her şey dağılır, ince dumanlar gibi bî-renk
Yalnız bir ağaçtan duyulan bir küçük âhenk
Leylin bu sükûtunda hafî ye’sini saklar:
Bir bülbül-i âvâre melâl-i şebe ağlar…

Sihrin o kadar nâfiz olur fikr ü hayâle
Her şey değişir titreyerek hüsn-i muhâle,
Bir mestî-yi hulyâ vü ziyâ gözleri sisler
Artık bütün eşya bize rü’yâlara benzer:
Gök sihr-i serâbınla olur çöl gibi mûhiş
Nûrunla eder –şübhe-i eb’âda boğulmuş–



Bir belde-i rü’yâ vü sükût ufka tecellî,
Ezhârı ziyâ, arzı bulut, bâdı teselli;
Dâmânına bir nehr-i hayalî uzatır leb
Üstünde uyur gölgeli bir gaşy-ı mükevkeb;
Pûşîde, soluk, ince ziyâ-kalb kadınlar,
Nehrin uzanan sâhil-i rü’yâsını dinler…

Pûşîde kadınlar, bu kamer gözlü kadınlar
Hep hâtıralardır ki geçen günlere inler,
Hep hâtıralardır ki ziyân ufku sararken
Sessizce gelir hepsi gezer rûhumu birden…

(Resimli Kitap, Mart 1909)

Piyâle, 1926

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.