Okur 5.0

Herman Hesse 1920’lerde kaleme aldığı bir yazısında okurları -kitapseverleri- üç kategoriye ayırmıştı.

Safdil okurlar, avcı okurlar ve nihayetinde ununu elemiş, eleğini duvara asmış okurlar! Herman Hesse’e göre safdil okuyucular -kimi zaman hepimizin böyle bir eğilimi olduğunu inkar etmemiştir- yemek yiyen kişiler gibi bir kitabı alıp indirir gövdesine. Yalnızca alıcıdır; ister Kızılderili romanı okuyan bir oğlan olsun bu kişi, ister kontes romanları okuyan bir hizmetçi, ister Schopenhauer’den bir şey okuyan bir üniversite öğrencisi, yiyip tıkınır, okuduğu şeyle tıka basa doldurur içini. Kitap önden gider, okuyucu da onun peşinden yürür. Kitapta sunulan konu, bir nesnellikle alınıp gerçek olarak kabullenilir. Bu okurlar, yazarın kendisine ve kitabın estetik yanına tümüyle nesnel tutumla yaklaşırlar, yazarın ruhundaki titreşimlerin yazarla birlikte tadını çıkarır, yazarın dünya karşısındaki tutumuyla tastamam özdeşleşir, yazdıklarına ilişkin olarak yazarın ileri sürdüğü yorumları tümüyle benimserler. Sıradan okuyucular için konu, çevre ve olay neyse, bu kültürlü okuyucular için de sanat, dil, yazarın bilgililiği, akıllılığı da odur. Bu okuyucuların hiç duraksamadan benimsediği görüşe göre, bir kitap yalnız ve yalnız sadakat ve dikkatle okunup içerik ya da biçiminin değerlendirme konusu yapılması için vardır. Yemek için nasıl ekmek, yatmak için de yatak varsa, tıpkı onun gibi.

Anıl Çetinel Örselli

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.