Çağlayan hasretlerin son durağındaki dirençli karanfillerin kokusunda, sevinçleri bekleyen gözlerin derdidir. Ulaşılmaz coğrafyaların duyulmaz sesindeki hüzündür bazen. Bazen de ellerin zamansız üşümesindeki çaresizliğin gökyüzüdür. Gitmek derdidir işte nihayetinde, insanın içinde durmadan büyüyüp duran…
Burçin Laçin Altay
Artık kullanılmadığından içteki kuyulara düşen belli belirsiz anılar çağırır da duyulmaz, anlamını yitirmiş ve ulaşılamayan hisler gibi. Sessizce giderler, unutulmuşluk diyarına.
Uğur Ünen
“Şimdi buradaydı.” dedi çiçekçi, kadına; “Üç dal beyaz zambak istedi benden, arkamı döndüğümde ufukta kaybolan bir nokta gibiydi.”Ağlamaklıydı yüzü, sanki sevdiğine alır gibi değil de, kaybettiği birine içi yanar gibi, birini anar gibi istedi zambakları.Artık yanında olmayan birine çiçek alınır mı diye sordu manasızca. “Alınır tabi dedim,yanında değilse kalbindedir o, göz göze değilsindir de can canasındır.”
Burcu Özkan
Geçmiş zaman hali, buğulanmış kül arazilerinde rastlanılmış dilek,taşkın birikintisi nehirlerin, çakıl taşlarını eşeleyen karanlık, yinelenen dökülüşü cümlelerin, seyreden gölgesinin aksinde ışıkların, yokluğun gizil çağrısında, varışsızlığa bir yarım nokta.
Zeynep Hasdeniz