Son olarak, Licorice Pizza (2021) filmiyle beyaz perdeye geri dönen, Boogie Nights (Ateşli Geceler), Magnolia (Manolya), There Will Be Blood (Kan Dökülecek) gibi filmlerindeki başarısıyla usta yönetmenler arasına adını yazdıran Paul Thomas Anderson’ın 2017 yapımı filmi Phantom Thread izleyiciyi 50’li yıllarda geçen “hastalıklı” bir aşk hikâyesine seyirci olmaya davet ediyor. Film tasarladığı kıyafetlerle sosyetenin gözdesi olmayı başarmış, takıntılı denilecek kadar kuralcı, yetenekli bir terzi olan Reynolds Woodcock’un sıradan bir garson olan Alma ile tanışmasından sonra değişmeye ve hareketlenmeye başlayan hayatını konu ediniyor. Kumaşlarla, renklerle ve modayla kusursuz denebilecek bir ilişki kurmayı başarmış olan Reynolds, konu kadınlar olunca pek de başarılı değildir. Annesini kaybettikten sonra iyice kabuğuna çekilen ve kendini işine veren Reynolds kendisini “müzmin bir bekâr” olarak tanımlıyor ve böyle kalmayı da planlıyor çünkü düzenli bir birlikteliğin ve hatta evliliğin onu bir “düzenbaz”a çevirmesinden korkuyor. Onu güvenli alanından çıkaracak ve ilham perisi hâline gelecek olan Alma belki de dünyanın en zorlayıcı adamını kendi yöntemleriyle yola getirmeyi başarmaya çalışıyor. Reynolds, “Konuştuğum kişiyi görmek isterim,” diyerek yemeğe çıkardığı Alma’nın rujunu temizleyecek kadar cesur, annesinin saçlarını daima yanında taşıyacak kadar annesine bağlı, kendine has kuralları olan ve bu kuralları kimse için esnetmeyecek kadar sert bir adam. Oysa Alma onun hayatına girer girmez onu, “Ne yaparsan yap, itinayla yap!” diyerek uyarıyor ve ilk görüşte hayranı olduğu bu gizemli adama meydan okumaktan çekinmiyor. Aralarındaki bu tehlikeli çekim ve sonu belirsiz ilişki Alma’nın yaratıcı(!) çözümüyle birlikte tutkulu bir bağımlılığa dönüşüyor. İzleyenleri gerilimli bir aşk hikâyesiyle buluşturan Phantom Thread filmiyle ilgili ilginizi çekebilecek detayları sizler için derledik.
Aslı Ünlü