Birkaç gündür kafamda aynı soru işareti dönüyor… Sizce de düzenli olmayan her şey kaotik midir? Örneğin mikro bir perspektifle evrenin herhangi bir bölümüne odaklandığımızda karşılaşacağımız kaotik çözümsüzlük, makro bir perspektifle sonsuz bir evrenin kaos tasavvurunu öngörebilmek için yeterli midir? Gelin bu yazımızda kaosun anatomisi üzerine bir beyin fırtınası yapalım ve değişim olgusunun doğurabileceği yeni kaosları sorgulayalım.
Öncelikle kaos dediğimiz kavramı birbirinin ardından devrilen domino taşlarına benzeterek bir düşünce deneyi yapalım. Bütün domino taşlarının devrilmeye başlaması için o ilk domino taşının içsel ya da dışsal herhangi bir etkenin tetiklemesiyle devrilmesi gerekir. İlk domino taşının devrilmesinin ardından devrilen her bir domino taşında hız artar. Son taşa kadar tüm taşlar bir nizam ekseninde devrilir ve son taşında devrilmesinin ardından mutlak yıkım gerçekleşir. Mutlak yıkımın gerçekleşmesinin ardından yeni bir inşa süreci başlar. İnşa edilecek olan yeni yapı, önceki yapıyla aynı temeller kullanılarak inşa edilmesine rağmen asla bir öncekinin aynısı olmaz. Bu yüzden her şey değişime mahkumdur ve o baştaki domino taşını deviren kaos kıvılcımı değişimin en önemli tetikleyicisidir.
Bu domino taşları üzerine yaptığımız düşünce deneyini bir fikri kuram ve teori üzerinde de destekleyebiliriz. Örneğin bize ait olan yeni bir düşünce kuramı ve tez ortaya koyduk. Tezimizi destekleyen bütün argümanlarımızı domino taşı gibi arka arkaya sıraladık. Böylece yeni bir yapı inşa ettik. İnşa sürecimiz bitince kuramımızla çelişen tek bir soru işareti kafamızda canlandı. Bingo… Kaos ortaya çıktı, ilk domino taşı devrildi. Diğer taşlarda hızla devrilmeye başladı. Her saniye yeni bir soru yeni bir taşı devirdi ve böylece antitez güçlendi. Saniyeler içerisinde tezimiz yerle bir oldu. Mutlak yıkım… Mutlak yıkımı yaşandıktan sonra yeni bir tez ve düşünce inşa sürecine geçtik. Ancak işimiz ilk sefer olduğundan çok daha kolay, çünkü domino taşlarımız olan argümanlarımızı çok daha iyi tanıyoruz. Böylece her bir soru kaosu, her bir kaos mutlak yıkımı, her bir mutlak yıkım değişim ve yeniden inşa sürecini tetikliyor. Gerek fiziksel gerekse zihinsel anlamda gelişmenin temelinde tam olarak bu var. Soru sorabilen zihinlerin yarattıkları kıvılcım bütün domino taşlarını yıkabilir ve yeni bir inşa sürecini tetikleyebilir. Antitez teze karşı olan bir olgu olarak tanımlansa da aslında tezi yeniden inşa ederek güçlendirme imkanı sunar.
Bu yüzden yıkılmakta olan domino taşlarının mikro ölçekte tek bir bölümüne baktığınızda bir soru işareti görürsünüz. Ama mutlak yıkım gerçekleştikten sonra makro ölçekli olarak büyük tabloya baktığımızda göreceğimiz soru işareti çok daha büyüktür ve bambaşkadır. Bugün gelişen teknolojinin el verdiği imkanlar çerçevesinde evrenin mikro ölçekli bir bölümünü inceleyebiliyoruz. Soru işaretleri yeni domino taşlarını deviriyor. Peki bir gün mutlak yıkım gerçekleştikten sonra yeniden inşa söz konusu olabilecek mi? Kim bilir belki de şu an incelediğimiz evren başka bir evrenin bebek evrenidir ve kaos neticesinde mutlak yıkım gerçekleştikten sonra bilim yeniden bir bebek evren inşa etmemize izin vermiştir. Belki gelecekte de verebilir.
Orçun Gül