Ah’lar ile kuşatıldı yolumuz nevruz ateşi harlanırken
Güneşi giyeceğimizi zannederken ayın gölgesi düştü üzerimize
Sarındığımız bedenler sıyrılınca takındıkları maskelerden
Çam ağacından düşen kozalakların içinde aradık çocukluğumuzu
Şimdilerde gezginiz adımlamakla bitmeyen hoyrat kaldırımlarda
Çiçek kokularının esrik buğusu süsledi incelmiş boyunlarımızı
Nicedir öpmeyi unuttuğumuzu hatırlatır gün doğumları
Zeytin ağaçlarının arasında çıplak ayak gezen ruhlarımızı
Sonraları incilerle süslü yaz kokulu gerdanlar beklesin bizleri
Kırgınlıklarımız acıtmasın diye darbelerden korusun mor salkımlar
Avuç içleri beyaz olanlardan anlayalım sığınacağımız limanları
Gözlerimizde yer eden mağrur geceler o vakit tekrar yıldızlansın
Ayşete Yavaş