Başka

Bir mücadele varsa kendinledir, yaşayamıyorsan, huzurlu değilsen, neşeni kaybetmişsen; kendinle önce savaşıp sonra barış imzalaman lazımdır. Herkes kendi zaferini kutlarken ya da yenilgisini kabullenip ayağa kalkmaya çalışırken; herkes aslında kendiyle ilgilenirken; onlarla savaşmak istemek, kan dökmek için müthiş planlar yapmak, büyük büyük ordular kurmak sadece zulümdür ve yüzyıllar öncesinden kalma bir ayıptır. Şimdi ne için savaşacağını bilmeden girecek biri toprağın altına. Diğerinin külleri havaya savrulacak, o kadar mücadele etmiş, ama ne için etmiş hiç bilemeden…

Anlamını biliyordu bir İskit kadını savaşmanın. Okunu daha iyi yerleştirebilmek için vücuduna, göğsünü kesmişti. Bir an boşta bulunsa soyunu bu dünyadan silerlerdi. Ölmemek için yıllarca savaştı tek göğüslü kadın. Ölmemek için savaşmak başka, daha fazla hayat istemek ve bunun uğrunda savaşmak istemek başka, bu düşünceyi tam da taşlaşmış sanılan kalbinde taşıyordu.

Bir şarkıcıyı susturuyorsun, sahneden indiriyorsun, ışıkları kapattırıyorsun. Sonra başka bir şarkıcıyı sahneye davet edip deli gibi alkışlıyorsun. Bir çocuğu görmüyorsun, diğerinin üzerine titriyorsun. Bir tarafın gönlünü hoş etmek için kendini yırtıyorsun, diğer tarafın kapıdan içeri girmesine müsaade etmiyorsun.

“Başka” kavramı ne kadar geçerli olabilir bu toprağın altına gireceğimiz, küllerimizin havaya savrulacağı, belki cesedimizin bile bulunamayacağı dünyada… Başka şarkı, başka ülke, başka koku, başka tat…

Yaşayabiliyorken, “başka” diye nitelendirilen hayatlara göz dikip istemek ve almak, ömre ömür katmıyor. Birinin hayatı, diğerinin olamıyor. Bu ancak ölmemek için yapılırsa mümkün olabiliyor. Hepimizin birbirinden farklı olduğunu sayıklıyoruz, tatlı tatlı. Sonra en ufak ters düşüşte, üstüne atlıyoruz daha bir ötekileştirdiğimizin. Bir silahın patlaması, uzun uzun bağırılması ötekini öldürüyor belki ama yok etmiyor. Ardında gözyaşı dökülmüş, ah çekilmiş, kalp dağlamış hiçbir şey ölmüyor. Belki şimdi susuyor, olduğu yerde kalakalıyor ama zamanın birini gözüne kestiriyor. İntikam amaçlı da değil belki… Zamanın birinde patlayan silahın kurşunu havada donuyor, alabildiğine bağıran o seslerin gırtlakları yırtılıyor. Yani ne kadar tam tersi gözükse de gözyaşı, kalp sızısı, derin bir ah çekiş bu dünyada daha çok yer kaplıyor ve daha çok ölüm kokuyor.

Ülkesinden kan fışkırırken, rutubetli sığınakta şarkısına devam eden bir kız çocuğuna…

İrem Özdemir

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.