Kalbinde o huzurun eksik kalacağını anladığın ilk vakit
Nâranın atıldığı o hissiz tamamül halit.
Yolun, yordamın neresidir seçemeden,
Eşsiz bir tevahhuş içinden,
Doğdun son kez ana rahminden.
Ve sonra…
Yücelmiş iştiyaklarınla, zulmettin benliğine,
Yılmadan, yorulmadan, sonsuzmuşcasına…
Neydi sana unutturan faniliğini? Yine faniler mi ayna misali? …Elbette.
Öyle ya, sen eşref-i mahlukattın özünde,
Onu da unutturdun kendi zihnine, Seni kıymetli kılan,
Eşsizleştiren, dünyalığın değildi, etin kemiğin değildi,
Büsbütün insanlığındı.
Anlamadın.
Ama şunu unutma ki,
Küçük gördüğün her ne varsa günbegün,
Sen kendini yücelttiğin her öğün, Daha da küçüleceksin.
Sonra duyacaksın kulağında, o sessiz nâra tınısında,
Karacaoğlan dizesini:
Bastığımız şu kara toprak boyumuzu aşar bir gün…
Hanım İlayda Çelik