Büyük bir mücadele veriyorum. Şimdi otursam bir Arnavut kaldırımına, en çok kim ezildi ayaklar altında diye tartışırdık. Sırtımda sesini hiç duymadığım kamçının izleri var, hiç görünmeyen, acısını can yakıcı şekilde hissettiren. Kabzası gümüş, taşları safir olan bir hançer ya da. Masmavi, ışıl ışıl, olabildiğince keskin ve alabildiğine güzel ancak ne yazık ki bir o kadar hıyanet eden. Rivayetlere umut bağlayan insanların yaşadığı çağda gibiyim kimi zaman ve üzerimde ağır bir sis bulutu. Öyle ki göz, gözü görmeyi reddetmiş. Sırt çevirmiş her şey birbirine. Her şeyim birbirine karışmış ve dünyamın üstü darmadağınken altı kan revan olmuş.
Çağla Fulya