Uyku ve rüyalar üzerine çok şey yazılmıştır. Ama emin olun ki rüyalar üzerine yazılması gereken fakat henüz yazılamayan daha çok şey vardır. Zaten rüya olgusunun bugüne kadar süregelen gizemini bu şekilde koruduğunu düşünüyorum. Rüyalarımız da evren gibi aslında büyük bir çoğunluğu boşluktan yani hiçlikten oluşuyor. Hemen bir örnek vereyim ne demek istediğimi anlayacaksınız. Şimdi bu yazıyı bir kenara bırakın ve en son gördüğünüz rüya neydi onu düşünün. Hatırladınız mı büyük bir başarı tebrik ederim… Peki bu rüyanız içerisinde hiç saate baktınız mı ya da rüyanızın herhangi bir yerinde saatin kaç olduğunu hatırlıyor musunuz? İnsanlar çoğu zaman hayatlarına giren insanları, nesneleri ve mekanları rüyalarında görürler. Genellikle de bu olguların hepsi gündelik hayatta hayatımızın merkezine koymadığımız, herkesin konuştuğu popüler olan olgular dışında kalır. Hiç dikkat ettiniz mi gündelik hayatınızda size herkesin övdüğü o hamburgercide rüyanızda hiç hamburger yemezsiniz. Popüler olan belirli bir süre sonra olağanlaşır. Eğer siz o meşhur hamburgercide rüyanızda hamburger yediyseniz, onu uyanınca hatırlamanız için olağandışı bir şey olması gerekir. O herkesin konuştuğu, sizin de dünyanın en iyi dizisi dediğiniz dizinin herhangi bir detayını rüyanızda görmezsiniz. Çünkü gerçek hayatınızda değer verdiğiniz popüler şeyler aslında rüyanızda yer edinecek kadar değerli değildir. Çünkü bilinçaltımız bu kadar popüler çöplüğü kaldırabilecek boyutta değildir.
Yazılan ve popüler olan bir kitap, gişe rekorları kıran müthiş bir film, ağzımızın suyunu akıtarak izlediğimiz sinematografik evrenler… Aslında hiçbiri zihnimizin içinde onlara gerçek hayatta yüklediğimiz değer kadar değerli değil. İnsanlığa verilen muazzam bir mesaj, iliklerimize kadar etkilendiğimiz bir yaşam öyküsü, herkesin bildiği klişeleşmiş çok popüler hikayeler… Neden yok rüyalarımızda? Çünkü rüyalarımız bizim bilincimizde tasarladığımız evrenlerdir. Rüyalarımız sadece bizim zamansal ve mekânsal hiçliklerimizdir. Bütün rüyalar ışık hızındadır. O yüzden rüyalarımızda genelde saati hatırlamayız. Gündüz mü, gece mi genelde bu tarz genel detayları hatırlarız. O çok sevdiğimiz Alışveriş merkezine rüyamızda belki yine gideriz. Ama kapıda gişe rekorları kıran hangi filmin afişi var deseler büyük ihtimalle bilemeyiz. Gerçek hayatımızda da böyle aslında bütün detaylara dikkat edemiyoruz. Eee rüyada nasıl edeceğiz ki? Peki rüya içerisindeyken gerçek hayata değil de yeniden yeni bir rüyaya dalsak zihnimizde oluşturduğumuz yeni evrenimizde yeni popüler olgular yaratabilir miyiz? Bunu başarabilen birisini tanıyorum sanırım. Üstelik popüler birisi… Salvador Dali’nin başucunda bir tuval ile uyuduğu ve uyanınca rüyalarını çizdiği söylenir. Demek ki bazen içinde popüler olgular bulunmayan rüyalar da popüler bir nesneye dönüştürülebilir. Sürrealist bir Dali tablosu gibi…
Orçun Gül
Darağacı Sanat 