Yaşamın bitmek bilmez telaşlarının verdiği küçük hazlar,
Adamı gün doğumuyla birlikte uyandırdı yatağından…
Ağaçların renk tonu yağlı boya paletiyle eşitlendi,
Göğün mavisini tualdeki tavus kuşunun tüylerine benzetti,
Ardından Sahra çölündeki kervanlar ve bedevileriyle bir serüvene gizlendi…
Mataradan kana kana içilmek istenen son birkaç damla suyun lezzetinde,
Tayland’ın Budist tapınaklarında tütsülenmiş ibadet ritüellerinde,
Bhutan’da zararın yasak olduğu kadim ruhlarla dolu ormanların içindeydi.
Çıplak ayaklarıyla gezerken parkenin hafif soğuğunda, sürüdü ayaklarını altın yaldızlı boy aynasına
Ayşete Yavaş
Kırmızı bir el çizdi önce yanağına, ardından birkaç beyaz kuş tüyü serpiştirdi kaz ayaklarına
Eşitlendiğinde ruhani doyumun renk tonları hazzın sarmallarında,
Acıtmadı adamın canını, ayağına batan paslı çivi çakılı yaş tahta