Yabancılaşmanın Mesafesi: Uzak Filmindeki Sembolik Unsurlar

Uzak afiş - Afiş 2 - Beyazperde.com

Türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden biri olan Nuri Bilge Ceylan’ın filmi olan Uzak, gemilerde iş bulmak amacıyla İstanbul’da yaşamakta olan fotoğrafçı kuzeni Mahmut’un evine gelen Yusuf’un hikâyesini anlatmaktadır. Filmin en önemli sembolik unsuru filmin adı olabilir. Filmin adı pek çok şeyi simgelemektedir. Uzak yaşadığı yeknesak kasaba ortamından uzaklaşan Yusuf’un yaşamak istediği hayallerini simgelemektedir. Bunun yanı sıra Uzak gittikçe uzaklaşan kasaba değerlerini, aile ilişkilerini ve akrabalık bağlarını da sembolize etmektedir. Uzak kelimesi insanların birbirine olan yabancılaşmasını, birbirinden uzaklaşmasını da temsil etmektedir.

Yabancılaşmanın anlatıldığı sembolik bir film

Uzak filmi, uzaktan gelen bir yolcuyla başlar. Yusuf’un kameranın en uzak köşesinden kameraya doğru yürümesi ve uzaktan, köyden şehre gelmesi…

Yusuf, İstanbul’daki uzaktan akrabası olan Mahmut’a hayalleri ile gelir. Oysa Mahmut Yusuf’un gelecekteki hali gibidir bir nevi onu temsil eder. Çünkü saf hayaller ile köyden İstanbul’a gelen Yusuf hayallerini gerçekleştirmesine olan inancını yavaş yavaş kaybedecektir.  Tarkovski gibi filmler çekmek hayalinden artık çok uzakta olan Mahmut, entelektüel bir reklam fotoğrafçısıdır. Hayallerini gerçekleştiremediğinden dolayı tam bir tutunamayan olan bir karakterdir. Mahmut mutsuz bir evlilik yapmış ve ayrılmıştır. Fakat onun ayrılmayı bile beceremediğini ve hâlâ eski eşini sevmeye devam ettiğini seyrederiz.

Mahmut karakterinin koltuğu da filmin sembollerinden biridir. Mahmut ve koltuğu adeta birdir. Koltuk iktidarı ve mülkiyeti sembolize etmektedir. Öyle ki Mahmut evden gittiğinde Yusuf bunu fırsat bilerek koltuğa kurulur ve bu sayede ev sahibinin yerini almış olur. Filmde genel olarak eşyalar önemli bir yer tutar. Ev sahibi olan Mahmut’un dünyası evinden ibarettir. Dünyasını oraya inşa etmiş, eşyalarıyla bağ kurmuş ve eşyalarına insanlardan fazla değer vermiştir. Bu bağlamda eşyaların Mahmut’un yaşantısıyla alakalı önemli semboller olduğunu söylemek mümkündür. Evine, özeline o kadar önem verir ki Mahmut, Yusuf’un evdeki hareket özgürlüğü kısıtlı kalır. Hatta Yusuf’un evde kapana kısılmış bir fareyi simgelediği zamanlar bile olmaktadır. Bu noktada evin içindeki bir türlü yakalanmayan fare,  aynı zamanda Yusuf’un sembol etmektedir. O da fare gibi Mahmut’un evine girmiş ve onu rahatsız eden bir fazlalıktan ibarettir. Farenin yakalanması ile Yusuf’un evden ayrılma zamanının keşişmesi bu sembolü daha öne çıkarmaktadır.

Sadece bir haftalığına diye gelen misafir Yusuf, Mahmut’u rahatsız etmektedir. Çünkü tek mahrem alanı olan evini işgal etmiştir. İş bununla da sınırlı kalmaz üstelik Yusuf, sorumsuzdur, misafir gibi değil de kendi evi gibi rahat ve kurallara uymadan kullanmaktadır. Bu durum Mahmut’un sabırsız sabrını taşırmaya başlar. Yusuf’un ondan, çevresini kullanarak kendisine iş bulmasını istemesi üzerine Mahmut patlar.

Sinemaya yön veren 25 filmden biri: Uzak - Son Dakika Haberler Milliyet

“Taşradan geliyorsunuz işiniz gücünüz torpil aramak. Bir vasıf sahibi olmada, amcaydı, dayıydı, milletvekiliydi her şeyi hazır bulmaya çalışıyorsunuz. Bir şey öğrenmeden, plansız, programsız kalkıp geliyorsunuz İstanbul’a, ondan sonra kalakalıyorsunuz ortalıkta. Gurur diye bir şey var hayatta. Öyle paldır küldür harcanmaz.”

Bu konuşmadan kısa bir süre sonra köstekli saatini bulamayan Mahmut, saati Yusuf’un çaldığını ima eder. Hiçbir şeyi umursamayan Yusuf hırsızlık damgası yeyince işi ciddiye alır. Bu durumu fark eden Mahmut ise saati bulduğu halde bunu açığa çıkarmayarak Yusuf’un evden gitmesi için yalanı sürdürür.

Yusuf ne yalnızlıktan ne de yabancılaşmadan haberdardır. O bunlara uzaktır. Mahmut ve Yusuf her anlamda birbirlerinden uzaktırlar.

Yusuf sorumsuz ve hayallerini gerçekleştirmek için çok da uğraşmayan biridir. İstanbul’a bunun için gelse de pek uğraşmaz. Öyle ki iş ararken gördüğü yan yatmış gemi onun hayallerine kavuşamayacağını sembolize eder. O çabalamamasıyla, mücadele etmemesiyle hayallerini gerçekleştirmekten bir hayli uzaktır.

Filmin kış ayında çekilmiş olması da bir Yusuf’un geleceğinin temsilidir. Yusuf İstanbul’da bulunduğu süre boyunca hiç güneş açmaz gökyüzünde. Gökyüzü de Yusuf’un bahtı, geleceği gibi karadır.

Mahmut filmin sonunda Yusuf’un ardında bıraktığı sigarayı yakıp içmesi Yusuf ile aynı kaderi paylaşmış olduğunu simgeler.

Agâh Ensar Can

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.