Yorgunum… hem de çok
En az o asırlık ağaç gibi
penceremden seyrettiğim
Üzerine sonbahar sinmiş
Hüzünle duruyor orada bak
Dimdik… ama yorgun
Gölgesinde dinlenen sarı kızıl yapraklar
Yağmuru bekliyor olmalılar
Çürüyüp toprağa karışmak için
Ya ağacın sessizliğine inat
Dallarında cıvıldayan saksağanlara
Ne demeli
Kim bilir neler anlatıyorlar
“Bir zamanlar…” diyorlar belki de
“Ağaç genç bir fidan iken…”
Ah o bir zamanlarla başlayan cümleler
Bir zaman sonra nasıl da yakıyor içini
Her biri yüreğinde bir yara izi
Aynı o ağacın gövdesindeki kıvrım kıvrım yol çizen çatlaklar gibi.
hatice ışıktaş