Son defa yazıyorum sana
İçimde biriktirdiğim ne varsa
Aşka ve hüzne dair
Son defa döküyorum satırlarıma
Gözyaşlarım belki de bir daha akmayacak
Senin için… Bizim için…
Bir zamanlar hiç bitmeyeceğine inandığım aşkımız için
ve belki ben bir daha hiç mutsuz olmayacağım
Senin yokluğunla sınandığım için
Oysa biz böyle mi başlamıştık, hatırla
Gözden kalbe akan o ilk bakışmalar
Sevdamızın ilk tohumları değil miydi?
Sen değil miydin beni daima özleyen?
Ben değil miydim?
Seni senden daha çok seven
Bana ‘evlenelim’ dediğin o gece
Hayaller kurmuştuk birlikte
Hem de en pembe tozundan
Çocuklarımız olacaktı boy boy
Senin soyundan
Gözleri bana benzeyen
Gülüşü sen…
Kağıttan evler kurmuşuz hayal diye
Bak ne çocuklarımız oldu
Ne de bir yuvamız
Biz ‘biz’ bile olamadık seninle
Ben bu satırları yazarken
Yine sen yoksun
Sensizliğim var
Evden her çıkıp gidişinde
Ben gitme diye ağlarken
Beni teselli eden sensizliğim…
Yıldızsız gecelerde umut ararken ben
Ya da gün ağarana kadar yolunu gözlerken
Beni yalnız bırakmayan sensizliğim
Sen kumar masalarında
Aşkımızı kaybederken
Ya da içki sofralarına hayallerimizi
Meze ederken
Yaralarımı sarıp sarmalayan
Beni koynunda uyutan
Kulağıma binbir gece masalları fısıldayan
Yine sensizliğim
Eşim, dostum, can yoldaşım
Ben gülünce benimle gülen
Benim tek bir gözyaşıma hüzünlenen
Belki de beni benden daha çok seven
Sensizliğim
Şimdi ben gidiyorum
Bu sana son mektubum
Hâlâ seni seviyor muyum?
Onu da bilmiyorum
Ama inan
Hüznüm aşkımdan daha büyük şu an
Sana giderken sensizliğimi bırakıyorum
Bensizliğine yoldaş olsun diye
Hoşçakal bir zamanlar sevdiğim insan
Hoşçakal…
hatice ışıktaş