Rüzgâr, rüzgâr, bir havaî zelzeleÜsküdar.İskele,herkeste tehâcüm, acele…Yeri var…İşte vapur haykırıyor hiddetle…Son düdükvelvele.lâkin karayelmiş bu ne berbat rüzgâr!Bu, evet, zelzele!Bir sıska toprak hergeleçekmekte çürük,bir araba!Geliyor. Durdu, bu kimdir acaba?Canlı bir âbide-i kıymetdârçıktı bir manzara-i rikkat-res…Bir takım kirli çocuklarla mhât.Bir hazin-ü mütefekkir bîkesyâdigar!Almalı ancak bunu herkesyâda.Vaz’ı hâmuşu müheyya gibi bir feryada!İhtiyarHayli de pejmürde ıyafet… Ancakküberâ-yı fukaradan olacak:Revişinden kılınan istinbat.Hem kibarhem de veli çehreli bir hatıra âl-i aba!GalibaÇamlıca’da sâkin,o bir ehl-i tarikBakıyor her yana bir hayret-i pür-haclet ile.Hele, çok geçmedi lâkinarası:Âşikâroldu hep esrârı, ne lâzım ta’mik?Arabayla vapura vermek içinyok parası!Bu demek ehl-i maaş!…Toprağın altına da girmek içinpara lazım! Karayelmiş ne denir böyle yele?Çok şükür, rastgele.Bir ehl-i ataediyor bir lira itârüzgâr,mesele,altın… ve çocuklarda telâş!Karayel oldu sarı!Altını bo<du. Ufaklık yapıyor…Ve çocuklar kapıyor.Hoşuna gitti bu yağmagayet.Şen ü şâd oldu keder manzarası.İşte son merhale,son mevîd ü mikat:Vapura girdi nihayet,heyhat!O çocuk belki çıkarken dışarı!Acaba kim bu mübarek simâ?Dediler: İşte bu bir yüz karası!Ne demektir bu muammâ?Hedemâta sademât!O gün a’yân-ı kirâmdan bir zâtfeleğin olmuş idi maskarası!Bense nazmen ediyorum tekrar:Rüzgâr, rüzgâr,Bir hayaî zelzele!