Kıpkırmızı bir valiz aldım kendime. Bluzundan tutun da çorabına kadar yepyeni kıyafetlerle doldurdum içini. Eski olan hiçbir şeyi koymadım içine. Öyle uzun uzun düşünüp almadım hiçbirini. Bir anda bir mağazaya gidip önce orta boy bir valiz sonra ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar kıyafet, ıvır zıvır aldım. Bir de ateş kırmızısı saç boyası aldım. Eve gelir gelmez saçlarımı boyadım. Banyodan çıkınca beni ilk gören ablam oldu. Saçlarımı görünce donup kaldı. Oturma odasına gittiğimde annem, babam, kardeşim ve arkamdan gelen ablam soru dolu gözlerini bana çevirip öylece kaldılar. Şoku ilk ablam atlatıp kekeleyerek:
“Saçlarını neden bu renge boyadın?” dedi. Arkasından babam söylenmeye başladı:
“Kızım derdin ne senin? Bu hâlin ne, nasıl çıkacaksın milletin içine?”
Özlem Polat