Sevginin yetişemediği kurak topraklarda bir çiçeğim ben… Suyun uğramadığı, toprağın ezildiği, daha da kötüsü ise toprağa sudan başka her şeyin bulaştığı bir coğrafyada boynu bükük bir yetimim ben. Gözlerimi açtığımda şafağın doğuşuna yakın bir saatte olduğumu düşünüyordum. Köklerimin esir olduğu topraktan gökyüzüne diktim gözlerimi. İlk defa gördüğüm o mavi boyalı tavan beni bugüne getirendi. Biraz ileride gördüğüm canlılar sessizliği bozmak istercesine yavaşça bulunduğum yerlere dökülürken hepsinin yüzünden bir lanet, bir mutsuzluk akıyordu. Bir nefese muhtaçlık duyuyorlar, o nefes için savaşıyormuş gibi dururlarken sanki o nefesi ciğerleri ile buluştursalar bile yine de dertleri geçmeyecek gibi duruyordu.
Matmazelin Rüyaları