Yolum asfalt,
Yolum toprak,
Yolum meydan,
Yolum gökyüzü
Ve ben neler düşünüyorum!
Aşkı, yağmuru,
Tramvay sesini,
Otelciyi…
Ve bir mısra mırıldanıyorum
Sıcak bir yemek lezzetinde.
Postacı, jandarma ve işsiz
Hâlâ gidip geliyorlar.
Yalnız Niyazi oturuyor,
Rahmetli Süleyman Efendinin oğlu,
Kahvede.
Ajans dinliyor, düşünüyor:
“Harp olur mu,
Kıtlık olur mu?” diye.
Yahut o da biliyor,
Yakında muharebeye gideceğini.
Ekim 1939
(Vatan,16.11.1952)