I
Kırmızı şarapla dolu kadehlerini tokuşturarak, sarmaşıklı ancak hafif sisli yolda yürüyorlardı. Adam, zürafanın elinden tutmuştu sıkı sıkı ve zürafa da bu durumdan şikayetçi değildi. Sohbetleri oldukça keyifliydi. Dostluk ve düşmanlığın doğası hakkında git gellere dayalı ilerleyen sohbetleri, ikisinin de bakış açısını genişletiyordu. Sohbetin en hararetli noktalarından birinde, adamın ayağı taşa takıldı ve yol sonunda bulunan bir aynayla çarpıştı. Adam aynaya baktı ve şaşırdı. Açık kahverengi benekleri, bu sisli havada bile olması gerekenden solgun duruyordu. Kafasını yanına çevirdiğinde, şaşkınlıklar içerisinde kendisini inceleyen adamı tanıyıp tanımadığını çıkaramadı.
II
Entropinin, yalnızca evrenin işleyişine ait değil; insana da ait bir yasa olduğunu anlaması pek uzun sürmemişti. Vardığı sonucun onu bir farkındalık noktasına taşıdığını düşünmesi gerekirken o, bu farkındalığın, insan doğasına dair zihninde bir açık oluşturduğu düşüncesindeydi. İnsanın mutluluk hissiyatının temel nedeni olan Serotonin’in, gökyüzüne bakarsa aktifleşeceğini biliyordu. Ansızın içine düştüğü boşluk hissiyatının etkilerinden sıyrılmak istiyordu. Kafasını yukarı kaldırdı ve tepesinde asılı duran gökyüzünün bile gerçek olmama ihtimali vardı.
Ayşete Yavaş