24.Gün
11.04.2021
Sevgili Günlük!
Bugün sana bir müjdem var. Evet! Şükürler olsun sana bu defa dert değil, müjde vereceğim. Bugün 2 ay sonra ilk defa bir öykü yazdım. Yani geçenlerde yazdığım 88 kelimelik öyküyü saymazsak ilk defa. Buna bu kadar anlam yüklememin nedeni bir zamandır yanıma yaklaşmayan benliğimin daveti. Birkaç yıl önce bir röportajda söylediğim, “Her şeyden ilham alabilirim.” sözünün geri dönüşü gibi.
İkindiden sonra oturma odasında çekyatta uzanıyordum. Birden odada tek kaldığımı fark ettiğimde içime bastırdığım uzaklaşma hissi gün yüzüne çıktı. Biraz da uykum vardı ama uyumak istemiyordum. Uzun zamandır düşündüğüm fikirleri, kurguları geçirdim aklımdan. Biri artık kağıda dökülmeliydi ama olmadı. “Bu acayip bir şey, daha iyi bir anımda yazmalıyım.” veya “Bu hikâye ciddiyet gerektiriyor, o havada değilim.” diyerek tüm fikirleri bilmem kaçıncı kez erteledim. Aradığım ilhamı ise bir sosyal medya paylaşımı ile ona gelen yorumda buldum. İşte bahsettiğim davet tam olarak bu. Üzerime yağmak üzere olan kurşunlardan kaçıyormuşçasına bir süratle kalktım çakılı kaldığım çekyattan ve koşa koşa yazmaya gittim. Bilgisayarı açtım, “Eveeet, ne yazıyoruz şimdi?” diye düşünmeden yazdım. Nefes almayı özlemişim.
Nefes aldığım bir günün sonunda Sevgili Günlük, tıkalı bir burunla kitap okuduktan sonra uyuyacağım. Bugünümüze de şükürler olsun.
Kitap, Sait Faik’ten Sarnıç.
Servet Eren