
“BABAMI SON GÖRÜŞÜM” DURAĞI
Bulut Ekspresi yeni istasyonuna ağır adımlarla giriyordu. Düdüğünü öttürmeli miydi, son ses yoksa bir mahcup ağırbaşlılıkla mı takınmalıydı istasyona girerken? Bilemedi. Bilemeyince de her bilmeyişte yaptığını yaptı: sessizliğe büründü. Görülmez mi olacağını sanıyordu? Yok, hayır! Bu şekilde yaptıklarından ve aslında yapamadıklarından kurtulabileceğini sanıyordu. Sanısına boğuldu yanılgısıyla kala kaldı.
Sahi! Sen tanıyor musun?
Kimi?
Demir Özlü’yü.
Şu geçen hafta…
Şşşşşş! Deme öyle deme. Yarası tazeyken henüz deme…
Ülkesinden sürgün edilmiş bir adam. Kim tanır onu? Popülerizm kokuşukluğuna kaptırmadı hiç kendini. Kültür bunalımlarının içinde gösterizmin karargâhı kuranlardan hiç değildi. Onu tanıyanların genzini edebiyatın tozu yakmıştır. Tanımayanların, bilmeyenlerin…
Demir Özlü Türk romancı ve öykücü…
Bir çok şey anlatılırdı ama Bulut Ekspresi görevi anı anlatmaktı. İyi kötü yapmaya da çalışırdı. Beceremediyse onun kabahatiydi, affola.
Yine memleketinden uzakta, mevsim yaz iken Demir Özlü’nün annesi ve babası Stockholm’e Demiz Özlü’nün yanına gelirler. Yanlarında bir haber de getirmişlerdir: aman Demir memlekete döneyim deme…
Ne Demir Özlü o anının babasıyla olacak son anısı olacağını ne babasının vefat ederken yanında olamayacağını biliyordu ne de memleketinin uslanmaz oluşunu.
Demir Özlü’nün babasının çok sevdiği, hayran olduğu bir İsveçli hocası varmış hazır ilk kez İsveç’e gelmişken onu tekrar görmek istemiş, çok mu şey istemiş?
“Bulduk da adresi. Telefon ederek, güney-orta İsveç’e gittik. Johnsson, artık kendine ait geniş bir arazi üzerindeki evinde oturuyor, avcılıkla meşgul oluyordu. Babamdan yaşlıydı ama daha dinç görünüyordu. Bize kendi vurduğu geyik etinden hazırladığı güzel bir yemek sundu. Arkadan 1920’li yılların İstanbul, genç Atatürkçü kuşağının resimlerine baktılar; saatlerce güzel vakit geçirdiler sonbahar geldiğinde babamla annem İstanbul’a döndü.”
Dünyanın en güzel yazı o yaz mıydı, bilemedi Bulut Ekspresi. Ama yazın en güzel anıların yaşandığı yaz olduğu kesindi.
Bulutlar dağılıyor, Demir Özlü istasyondan ayrılıyor…
Eyüp Saka
Merak ediyorsan KAYNAKÇA:
Demir Özlü, Sürgünde On Yıl, İş Bankası, İstanbul 2001