Deniz Kabuğu

Yürüyorum…

Ayaklarımı yakıyor kum.

Denize koşarken kum arasına sıkışan taşa tutuluyorum,

Ayağım acıyor.

Sonunda varınca denize,

Bir ferahlık çöküyor.

Su güzel, temiz ve berrak

Aşağısı daha da güzel,

Adım attıkça izim kalacak.

Yürüdükçe yürüyesi geliyor insanın,

Hafif dalgalar vuruyor, sendelemiyorum

Duruşum dik, alnım ak.

Gökyüzünün sesini dinliyorum.

Bana ferahlık veren denizi kucaklıyorum.

Onunla anladığı dilden konuşuyorum.

Durup soluklanmak isterken;

Rüzgar esiyor gökyüzünden,

Üşüyorum.

Önce gökyüzü sonra deniz;

Öyle bir soğuyor ki bana, olduğum yerde kalamıyorum.

Ayağımdaki acı kendini tekrarlıyor.

Suya bakıyorum;

Su güzel, temiz ve berrak.

Görebiliyorum ayağımı,

faili olanı

ve suya karışan ince kanı.

Bir deniz kabuğu…

Üstüne basmadan fark edemeyecek kadar uzak,

Kulağıma bir şeyler fısıldayacak kadar yakın.

O konuşuyor, ben dinliyorum.

Onun dilinden yeni bir dil öğreniyorum.

Bir deniz kabuğuna kulak veriyorum.

agÂh ensar can

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.