Hazîn, fakat ne güzel bir sadâ şu, dinleyiniz. Benim bu şeb yine ulvî bir infı’âlim var!; Güzel, fakat ne hazîn pür-sükûn olan şu deniz… Benim bu şeb yine pek rikkât-i hayâlim var; Benim bu şeb yine şâ’irliğim, o hâlim var! Nazar-rübâ mı desem dîde-i siyâhından?, Aman ne tatlı bakış var, şu necm-i ezberde! Sürûd-ı bülbül-i âvâre ka’r-ı meşcerde, Kopup gelir sanırım rûh-ı gam-penâhından; Kopup gelir sanırım rûhu sîne-gâhmdan. Melek! senin de bu feryâd-ı rûha var meylin, Değil mi? Kalb-i şefîkin senin de mülhemdir., Bir i’tilâfı demektir sabâh ile leylin: Hayatı şi’rile meze eylemek ne âlemdir! Hayat şi’r ile revnâk bulur, müsellemdir: Kılar bu kubbede peydâ medîd bir tınnet Ukûsu velvele-i bî-nihaye-i şi’rin; Gönül avâlim-i lâhut-pâye-i şi’rin Tasavvur eyleyemez hâricinde ulviyyet, Tasavvur eyleyemez hâricinde bir cennet!