Bir buçuk, işte bir buçuk sâ’at Bir küçük, rûhsuz neşîde için; Bu kadar sa’y, i’tina, zahmet Topu bir kıt’a, ya kaside için. Ah ey pîş-i istifâdemden Bî-tevakkuf uzaklaşan mevecât, Ey mübarek dakikalar, sizi ben Böyle gaybeylemekteyim, heyhât! Bilirim: Bir nefeste, bir demde Koca bir kâ’inat-ı zinde doğar; Canlanır bir hayât, bir hilkât. Öyle zî-rûh var ki âlemde Bir buçuk sâ’atm içinde doğar, Yaşar, itmâm-ı ömr eder… ibret!