Anîf darbe-i kahrıyla, bâd-ı bî-insâf Birer birer düşürür dallarından evrakı, Tulü’ eden güneşin her nigâh-ı işrâkı Eder zavallıların matemiyle istihfaf. Nişîb-i hüznü ezer, inletir fırâz-ı mesârr! Şu hasta sâ’ilenin pîş-i iktirâbmdan Gülüp geçen şu müzehher kadınların inşân Revişlerinde sezer bir şemîm-i istihkâr. Benim de ağlayarak yazdığım bu şi’r-i siyâh, Lebinde kari’emin handelerle titreyecek; Neler, ne giryeler ölmüştür öyle titreyerek Dudaklarında neşat u sa’adetin, eyvâh! Niçin bu reng-i tehalüf likâ-yı hilkatte? Niçin benim kederim başkasında zevk olsun? Yazık değil mi, niçin bir tanîn-i şevk olsun Benim enîn-i gamım bir leb-i meserrette?…