Zeka – Tevfik Fikret

Zekâ tefelsüfe mâ’ildi… Muttasıl düşünür, Okur, okur ve o hatmettiği resâ’ilden” Birer hülâsa-i hikmet yapardı; sonra gelen, Gelen geçen ne kadar âşinâsı varsa tutup Mutâle’âtım söyler: Falan nasıl düşünür, Nasıl yazar, nasıl icmâl ü ictihâd eyler, Bütün bu şeyleri tekrâr ederdi… Gâh unutup Gurûr-ı hikmeti, şa’irlenirdi; ben ekser Onun bu hâlini tercih eder de beklerdim Ki, bir neşîde sünûh eylesin hayâlinden O gün o şi’rini elbet gelir okurdu bana: “Bu şi’ri fikrime kimdir bilir misin mülhim? “Hakikat… Ah hakikat! Onun zılâlinden “Vücûda gelmişe benzer hayât, rûh, zekâ. “Ne der güzelliği ta’rîf ederken Eflatun: “Güzel, hakikatin enmûzec-i letâfetidir… “Bu söz, bu işte hakikatlerin hakikatidir. “Hakikat, ah hakikat; onunladır meşhûn “Bütün şu âlem-i câmid; o bir nefes gibidir “Ki her vücûd-i cemâdîye bir hayât verir; “O bence rûh-ı şü’ûn-âferîn-i hilkattir; “Oku, önündeki manzûme bir hakikattir; “Hayâle benzetiyorsun, ya anlamazsın ki…

Tevfik Fikret

Genel içinde yayınlandı

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.