Datça Yarımadası; Tarihin En Korunmuş Hali İle Karşımızdaydı…

Datça’yı görmek için en güzel mevsimiydi yazın başlangıcı olan Haziran ayı. Hemen planımızı yapmaya başladık. “Nerede kalacağız, nerede yemek yenir, hangi yerleri gezeceğiz?” Elbette ki öncesinde araştırmadan geziye çıkmıyorduk. İki çocukla zaten bu pek de mümkün olmuyordu. Gökçe ve Ada rahatına düşkün çocuklar olduğundan, her türlü konforu sağladığımdan emin olmam gerekiyordu. Gezi planımıza ilk olarak Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan başladık. Çünkü karayoluyla oldukça uzun ve yorucu bir yolculuk olacaktı. Bulunduğumuz yerden Datça merkeze 723 km uzaklıktaydık. Bu da yaklaşık 8-9 saatlik bir yolculuk demekti. Bu geziyi hafta sonu için planladığımızdan 2-3 günlük bir tatil için araba yolcuğunu tercih etmedik. Bu nedenle hava yolunu tercih etmiştik ve sabah Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan uçağımıza bindik. Dalaman Havalimanı’na iniş yaptıktan sonra Datça’ya ulaşmak için yaklaşık 155 km, yani 2,5-3 saatlik bir kara yolculuğu gerekiyordu. Bunun için de havalimanından kiraladığımız bir araçla yolumuza devam ettik.

Gül Birinci

Genel içinde yayınlandı

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.